Hayatı boyunca saçını hiç kestirmemiş Melek Hanım teyzeden, Selanik’ten anneleriyle birlikte göç etmiş bir akrabamızdan bahsetmeye başladı anneannem.
“Böyle yerlere kadardı saçları. Banyo yapmıştı, karşımıza oturdu upuzun saçını taradı, taradı. Sonra sardı, sardı, sardı, topladı. Meğer saç kesmek günahtır demişler, o yüzden hiç kesmemiş.”
Sonra Yunan askerlerinin annesi evde yalnızken nasıl baskın yaptıklarını, babasının son anda yetişmesini, askerlerin babasının köstekli saatini nasıl almaya çalıştıklarını anlattı. O zamanlar anneannem henüz doğmamış, babası büyük dedem Ömer ise Selanik’te medrese hocasıymış. Ömer Hoca attan düşerek ölmeden önce rüyasında öleceğini gördüğü söylenir aile içinde. Doğru mu bilinmez ama anneannemin de, annemin de, benim de rüyalarımızın çıktığı herkesçe bilinen bir gerçektir.
En sonunda at arabalarıyla terk etmek zorunda kalmışlar evlerini. Anneannemin annesi Sultan (benim de ikinci adım Sultan’dır bu arada) yolda karşılaştıkları Yunan askerlerini başındaki beyaz yemenisini sopaya bağlayıp sallayarak savuşturmuş.
Ben bu sohbet uzayıp giderken kuşbaşı doğradığım kocaman bir yüreği düdüklüde haşladım. Sonra da bir güzel kavurdum, kavurma gibi oldu tadı. Bir de pilav yapalım dedik, ne zamandır yemiyorduk, canımız çok çekmişti.
“Anne, bu yemeğin içinde kalp mi var?” dedi Bade, iğrenmiş bir yüzle.
“Hiç öyle şey olur mu, yok artık, ne kalbi! Kavurma o kızım, ye gitsin etlerini. Hadi bitir bakayım. ”
Annemle anlamlı anlamlı bakıştık.
“Küçükken erkekleri dövüp dövüp kızlar tuvaletine kaçardım.” dedi anneannem birden, kısa bir kahkaha attı.
Adı Feride’dir. Öyle yaramazmış ki küçükken herkes Çalıkuşu dermiş ona. Belki de bu yüzden en sevdiğim romanlardan biridir Çalıkuşu. Bende ayrı bir yeri vardır. Hatta Bade’nin ikinci adı bile Feride’dir.
Kulakları artık epeyce ağır işitiyor, 89 yaşına basacak Nisan ayında. Geçtiğimiz ay KOAH teşhisi kondu ona. Çok hasta artık, ama bugün, uzun zamandır ilk defa keyfi çok yerinde. Birlikteyiz diye.
“Ben bu akşam Anne’yi seyredeceğim” dedi az sonra.
“Olmaz, biz Eşkiya’yı seyredeceğiz bu akşam.” dedi annem. “Anne’yi yarın izleriz.”
Kızdı tabii bize, dizilerine pek düşkün.
Bade ise bir şarkı söylüyordu: Bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok…
Şarkı bitince alkış istedi. Alkışladık. Sonra masal istedi anneannesinden. Koşup atladı kucağına. Annem işin piri, hemen bir masal uyduruverdi tabii. Bade yemeğine devam etti. Anneannem beyaz battaniyenin altında, televizyona daldı gitti.
Ben sessizce izledim onları. Kendi kendime minik bir sır anlatıyormuş gibi, gizli gizli gülümsedim. Sıradan gibi görünen ama hayır, aslında olağanüstü bir gündü bugün. Kıymetini kendime bile anlatabilmem mümkün değildi.
“Anne, ciğerlerimi bitirdim.” dedi Bade.
“Kaçın kurası.” diye dudak büktü annem.
Ev Yapımı Yoğurt
Hazırlık Süresi: 30 dk
Bekleme Süresi: 5-6 saat
İçindekiler:
3 litre çiğ inek sütü ( günlük sütle de olur)*
3 çorba kaşığı ev yapımı yoğurt**
Yapılışı:
1-Sütü kaynatın. Arada karıştırın ki havalanıp köpürsün, kaymaklansın. Sütün içinde bol miktarda su vardır, yani ne kadar çok kaynatırsanız sütün içindeki su miktarı o kadar azalacak ve yoğurdunuz daha katı olacaktır. Süt kaynadıkça içindeki laktoz yani süt şekeri de o kadar yanacağı için sütün rengi hafifçe sarılaşacaktır. Ben bunu tercih etmediğim için sütü kaynama noktasına ulaştığında yaklaşık 10-15 dk kaynatıp bırakıyorum. Çiğ süt kullanacaksam –ki en lezzetli ve faydalı yoğurt çiğ süt ile olur- elimde değil, titizleniyorum ve sütü iki kere aynı kaynatma işleminden geçiriyorum. (İlk kaynatma sonrası süt soğuduğunda önce kaymağını alıp buzluğa atıyorum sonra ikinci defa kaynatıyorum ki yoğurt mayalayayım.)
2-Sütü parmağınızın dayanacağı ısıya gelene dek soğutun, yoğurt yapacağınız kaplara, tercihen cam kavanozlara paylaştırın.
3-Cam bir kaseye 3 çorba kaşığı yoğurt koyun ve 1 çay bardağı kadar kaynatılıp ılınmış sütle karıştırarak yoğurt mayanızı hazırlayın.
4-Mayayı süt kavanozlarına yavaşça ekleyerek paylaştırın ve hafifçe karıştırın.
5-Maya eklenmiş kavanozları ankastre fırına kapağı açık olarak koyun, fırının ışığını açın ( ısı bölümüne dokunmayın ) ve fırının kapağını kapatıp 5-6 saat bekletin.
6-Bu tür fırın kullanmıyorsanız bir diğer yöntem kavanozların kapağını kapatıp kalorifere yakın bir yere yerleştirmek. Üzerini bir battaniye ile örtmeniz yeterli olacaktır. 5-6 saat sonra tatlı yoğurdunuz hazır olacaktır. Isı yeterli değilse mayalanma daha uzun sürebilir. Unutur ve çok uzun süre mayalanmaya bırakırsanız yoğurdunuz ekşi olacaktır.
7-Mayalanmış yoğurdu buzdolabına yerleştirin, tercihen 1 gece bekletin.
*UHT süt asla kullanmıyoruz, değil mi?
**Ev yapımı yoğurt mayanız yoksa sütçünüzden maya isteyin, market yoğurdunu maya olarak kullanırsanız yoğurdun uzayıp sünen puding gibi bir kıvamı olur. Hazır yoğurt mayası veya probiyotik saşelerden de kullanabilir.
Ev Yapımı Kefir
Hazırlık Süresi: 5 dk
Bekleme Süresi: 24-36 saat
İçindekiler:
1 litre çiğ veya günlük süt
1 çorba kaşığı canlı kefir tanesi*
Yapılışı:
1-Büyük boy cam kavanoza kaynatılıp soğutulmuş sütünüzü ekleyin. Sıcak süt asla kullanmayın.
2-Mayanızı ekleyin ve kavanozun kapağını kapatın. Kalorifere yakın bir yere koyun, ama sakın kaloriferin üzerine koymayın, aksi halde çok çabuk mayalanıp ekşir.
3-24 saat sonra kefir oluşmuş olacak, kefir kaskatı bir yoğurt kıvamına gelmişse olmuştur. Hatta olmuş kefir yukarı çıkar ve dibinde kefir altı suyu oluşmaya başlar. Isı yetersizse kefirin olması daha uzun sürebilir.
4-Kefiri süzün, asla metal süzgeç kullanmayın. Kefir tanelerini ayırın ve temiz su ile yıkayın, dilerseniz tekrar süt ekleyip hemen yeni bir kefir mayalayabilirsiniz. Ben her gün mayalıyorum ve kefir tanelerim o kadar mutlular ki sürekli büyüyüp çoğalıyorlar.
5-Kefiri cam bir şişeye aktarın, buzdolabında saklayın. Tercihen zeytinyağı, toz karabiber ve zerdeçal ekleyip tüketin. Ben ayrıca bir de çörekotu yağı ekliyorum.
*Toz kefir mayalarından ben nedense kullanamıyorum. Kefir tanelerimi evcil hayvanım olarak gördüğüm için onlara tuhaf bir şekilde bağlıyım, toz haline getirilmiş evcil hayvanımı içemiyorum 🙂
Comments (14)
tüm çabalarıma rağmen yoğurt yapmayı becerememem resmen kanayan yaram oldu 🙁 fırında,dışarıda,yoğurt mayasıyla,normal yoğurtla her türlü yöntemi denedim,olmuyor olmuyor,altı hafif yoğurdumsu üstü süt kalıyor! galiba “elimi yakmayacak sıcaklık” kısmını tutturamıyorum(düşündüm düşündüm tek sebep bunu bulabildim) bir de bunu duyan herkesin gerçekten birbirinin aynı olan tariflerini dinlemek çok sıkıcı,EVET BEN DE ÖYLE YAPIYORUM AMA OLMUYOR İŞTE OLMUYOR 🙁
siz biraz daha sıcakken, yani hafifçe elinizi yakacak sıcaklıkta mayalayın sorun kesinlikle ısıdan :))
Sıla hanım merhaba, 2 yıl öncesinden mini bir kavanozla kefir mayası almıştım. Bir türlü kullanmak kısmet olmadı hep buzdolabında muhafaza ettim. Şu an buzdolabından çıkarıp hemen sütle mayalayabilir miyim? Bir çok kaynakta kefir mayasının uyuması, uyandırmak için suda bekletme vs. Bir kaç aşamadan bahsediliyordu. Bu konuda bilginiz var mı acaba?
valla sizinki ilginç bir durum, uyanacaktır tabii ölmediyse. Bir deneyin derim. merak ederim de şimdi yazın bana sonucu lütfen olur mu 🙂
Tatile ciktiginiz vakit kefirinizi nasil sakliyorsunuz?
su dolu bir kavanozda buzdolabında saklamıştım geçen sefer
Sila hanim selam tekrar. 2 yillik mayami sormustum size, arastirinca mikroflorasinin bozulmus olacagini kullaniminin riskli oldugunu ogrendim. Kokusu bozuk degildi ancak mini kavanoz icinde satilan mayalarin bile kavanozlanip hemen kargolandigini, market rafinda vs. Bekletilmedigini gorunce bende yeni bir maya aldim ? Sifa olsun hepimize insallah, Selamlar❤️
eh sağlık olsun teşekkürler selamlar 🙂
Kefir mayası için önerdiğiniz bir marka varmı acaba ,teşekküler
merhaba, maalesef. canlı mayasını çoğaldıkça paylaşanlar oluyor o şekilde temin ettim ben de
Ekime kadar Bodrum’dan, ekimden sonra Istanbul’dan kendi mayamı paylaşabilirim.
selamlar bende kendi mayaladığım kefir ve yoğurdu cam kavanozlarda satıyorum.ilgilenen olursa email adresinden ulaşabilirsiniz.sadec
e Balıkesir dekilere ulaşabilirim
Merhaba ben bloğunuzu ve sosyal medya hesaplarınızı yeni keşfettim ve çokk mutlu oldum böyle bir sayfa görünce ben de hashimoto hastasıyım aip diyetini glütensiz beslenmem gerektiğini de hiçbir doktorum söylememişti kendi araştırmalarım sonucu buldum. Bir köyde okul müdürlüğü yapıyorum o yüzden her ne kadar doğal beslenmeye çalışsam da gluteni hayatımdan henüz tam olarak çıkaramadım. Tarifleriniz yazdıklarınız cesaret verdi bana da çok teşekkür ediyorum emeklerinize sağlık..
ben teşekkür ederim, kolaylıklar dilerim 🙂