Pazardayım, akşam olmuş. Pazar kapanmak üzere, tezgahlar yavaş yavaş toplanıyor. Ben ise zor yetişmişim, canım da sıkkın mı sıkkın. Yorgunluktan ölüyorum bir yandan. Bade elimi tutmak istemiyor, her önüne gelen tezgaha koşturuyor. Şekeri de nedenini bilmediğim bir sebeple çok yüksek gidiyor.
Önüne gelen tezgaha koşturuyor derken abartmıyorum. Oyuncak, kıyafet, boncuk , toka…neye denk gelirse. Sonra çileklere atlıyor, bir çilek kapıyor. Yeme kızım, kan şekerin yüksek diyorum, öyle huysuz ki dinlemiyor. En sonunda dayanamayıp azarlıyorum.
“Bir şeyi bana on kere söyletme Bade. Şekerin yüksek diyorum, şu an bir şey yeme! Eve gidince yersin.”
Omzumun üzerinden kulak kabartan – limon satarak üniversite okuduğunu söyledikleri- delikanlı “Abla, çocuk şeker hastası mı?” diye soruyor bağıra bağıra. Bade duyuyor tabii, önce limoncuya kaşlarını çatıyor, sonra elindeki çileğe somurtuyor ve onu tezgaha geri bırakıyor.
Biliyorum, bırakmasını ben istedim. Ama suratına “hasta” denilmesinden daha fazla koyuyor o çileği geri bırakmak zorunda kalması.
Hışımla geri dönüyorum. “Hasta değil benim kızım tamam mı! Biz ona diyabetli diyoruz!”
Zavallı delikanlı niye kızdığımı bile anlamıyor tabii, sırıtıp limonlarını toplamaya devam ediyor. Ben bile bilmiyorum aslında, çünkü Bade’nin duymasında sakınca görmeden, suratına suratına “hasta” diyen onlarca kişiyle tanıştım bugüne dek. Tam alıştığımı düşünürken… çok dokunuyor bu sefer işte.
Küçükken her şey daha büyük, daha lezzetli, daha kuvvetli görünür gözümüze. Lame ayakkabılar daha parlaktır, yeni kesilmiş çimenler daha güzel kokar, o tütülü etekler göründüğünden daha kabarıktır. Annemizin yanakları daha yumuşaktır. Babamızın elleri de daha büyük… Ve dünya daha da çok. Balık daha da kötü kokar çiğken. Sokaklar olduğundan daha geniştir… O tırmandığımız duvar Everest gibi görünür gözümüze. ..Mutfaktan gelen pudingin kokusu bile daha cezbedicidir mesela.
O çilek ise eve alınan tüm çileklerden daha büyük, daha kırmızı, daha sulu, daha tatlıdır.
Onu yerine bırakmak, ciddi bir irade ister.
Küçüktüm o zamanlar… Tenceredeki mis gibi kokan puding kuplara paylaştırıldığında, benim gözüm tencerenin dibinde kalırdı. O dipte kalan, üzeri kabuk bağlamaya başlayan ılık pudingi yemek için anneme yalvarırdım. Üzerine serpiştirilen hindistancevizini yemeye doyamazdım. Pudingin içine konduğu cam kaseleri bile parmağımla sıyırıp pırıl pırıl yapardım. Çocuktum. Ötesi var mı ?
İşte öyle bir puding yapmak istedim bugün. Lezzeti o pudingin lezzetini aratmasın, ama hem süt ürünü içermesin, hem glutensiz hem de tahılsız olsun. Öyle bir puding olsun ki beni çok uzak günlere götürsün. Bade’nin zihninde güzel, sıcak bir yer etsin. Büyüdüğünde o çileği ve limoncuyu hiç hatırlamasın, zihninde sadece ben ve bugün kalsın.
Yapan, yiyen herkese afiyet şifa olsun.
Sevgiler,
Kakaolu Paleo Puding
Yapılış Süresi: 30 dk
İçindekiler:
1 litre hindistancevizi sütü* (badem, fındık, ceviz veya kaju sütü ile de olur)
25 gr (3 çorba kaşığı) kakao (AIP ‘ye uygun olması için kakao yerine keçiboynuzu unu kullanın)
1 su bardağı (200 ml)hurma suyu veya tercih edeceğiniz başka bir sıvı doğal tatlandırıcı
3 silme çorba kaşığı tapyoka nişastası** (NOT: Hammaddeler.com’dan aldığım Tito marka tapyoka nişastasında çapraz bulaşma ihtimali varmış, Çölyaklılar aman dikkat)
Yapılışı:
1-Küçük bir tencereye tüm malzemeleri koyup homojen olana dek karıştırın.
2-Orta ısıda kaynayıp koyulaşana dek pişirin.
3-Kuplara paylaştırın, ılındığında buzdolabında soğutun.
4-Süsleyip servis edin.
Notlar:
*Hindistancevizi sütümü (katkısız) Metro’dan aldım.
**Ev yapımı hindistancevizi veya kuruyemiş sütü kullanacaksanız nişasta miktarını 2 çorba kaşığı artırınız. Tapyoka nişastasını hammaddeler.com’dan alıyorum.
Comments (16)
Badecik su an sana cok buyuk gelen ama aslinda bence cok da buyuk olmayan yasta olan bir ablan olarak soyleyeyim o limonculardan cok var hayatta, bazilari kasitli olarak uzmek istiyorlar daha kotusu…
Umarim buyudugunde limoncular uzdugunde sicak bir puding yapip o ani unutmaya ve unutturmaya calisan annen kadar guclu ve baskalarinin hayatinda limoncu olmayacak kadar duyarli biri olursun.
kocaman öpüyoruz sizi… çok duygulandım yorumunuza. çok.
Tarifinizin resmini ve ismini gördüğümde oh nihayet oğluma kakaolu bi puding yapabileceğim dedim. Gluten ve kazeinsiz beslenme uyguluyoruz. Açtım hemen tarifinizi. Yazdıklarınız öyle içime dokundu ki tarife bakabilmek yazdıklarınızın etkisinden kurtulabilmek zamanımı aldı
“Küçükken her şey daha büyük, daha lezzetli, daha kuvvetli görünür gözümüze. Lame ayakkabılar daha parlaktır, yeni kesilmiş çimenler daha güzel kokar, o tütülü etekler göründüğünden daha kabarıktır. Annemizin yanakları daha yumuşaktır. Babamızın elleri de daha büyük… Ve dünya daha da çok. Balık daha da kötü kokar çiğken. Sokaklar olduğundan daha geniştir… O tırmandığımız duvar Everest gibi görünür gözümüze. ..Mutfaktan gelen pudingin kokusu bile daha cezbedicidir mesela.
O çilek ise eve alınan tüm çileklerden daha büyük, daha kırmızı, daha sulu, daha tatlıdır.
Onu yerine bırakmak, ciddi bir irade ister.
Küçüktüm o zamanlar… Tenceredeki mis gibi kokan puding kuplara paylaştırıldığında, benim gözüm tencerenin dibinde kalırdı. O dipte kalan, üzeri kabuk bağlamaya başlayan ılık pudingi yemek için anneme yalvarırdım. Üzerine serpiştirilen hindistancevizini yemeye doyamazdım. Pudingin içine konduğu cam kaseleri bile parmağımla sıyırıp pırıl pırıl yapardım. Çocuktum. Ötesi var mı ?” Ne güzel söylemişsiniz ağzınıza sağlık.
Ayrıca hastalık! Kelimesinin Bade’nin zihninde nasıl yer ettiğini düşünemiyorum. Anne olarak bizim işimiz çok zor ama çocuklarımızınki daha zor, uzun ve irade istiyor maalesef. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Bu arada tarife gelince biz nişasta kullanamadığımız için tarifi uygulayamıyoruz. Yapan herkese afiyet olsun. Sizin de gönlünüze sağlık. Bizim favorimiz bir zamanlar fındıklı kurabiyeniz iken şimdilerde cevizli üzümlü tarçınlı kekiniz. Tekrardan çok saolun. Dışarı çıktığımızda artık oğlumun da yiyecek atıştırmalıkları oluyor sayenizde ?
merhaba, çok teşekkür ediyorum. mesaj bırakan ellerinize sağlık. tapyoka nişastası bağırsak iyileştirmeye odaklı aip, paleo gibi diyetlerde izin verilen bir nişasta bu arada bilginiz olsun. hepsi kuzuma afiyet şifa olsun tariflerin…
Önceliklle tarifleriniz muhteşem.Ellerinize emeğinize sağlık.Hepsi BAdeciğe şifa olsun.
Cehaletime verin lütfen;
Hurma suyu ve vanilya özütünü nerden alayım?
Sevgiler
merhaba, çok teşekkür ediyorum 🙂 hurma suyunu kendim yapmadıysam hurmatatmarket.com dan alıyorum. vanilya özütünü kendim yapıyorum ama internet üzerinden satanlar oldugunu da biliyorum
her şer de bir hayir vardır ya hani Bade’nin diyabeti bir gün tamamen geçecek inşallah ama bize ,yavrularımıza hatta gelecek nesillere bu blog sizden ve Bade’den hatira kalacak ellerinize ve yureğinize sağlık kitabınızı dört gözle bekliyorum ben de icinde bolca sizin tariflerinizin de olduğu bir saglıkli yaşam defteri hazirlıyorum cocuklarima torunlarıma kalsın diye emeğiniz büyük iyi ki varsınız iyi niyetli ve kötü niyetli tüm limonculardan korusu rabbim badeyi ve dirayeti her geçen gün daha çok artsın inşallah iyi akşamlar güzel anne
ne güzel yazmşsınız..ellerinize yüreğinize sağlık..öpüyoruz
Sìla hanım sizi ilgiyle takip ediyorum. Yurtdışında olduğum için kitabınıza daha ulaşamadım ama sitenizden tariflerinizi beğenerek takip ediyorum. Ellerinize sağlık size ve kızınıza sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum. Bu tarifinizi oğlum çok beğendi.
teşekkür ederim afiyet şifa olsun 🙂
Ayyy çok duygulandım okuyunca ve hüzünlendim inşallah bade diyabetinden kurtulur. Cocukluğunuzdaki puding anınızı yazmanız da beni çocukluğuma götürdü. Annem muhallebi yapınca ben de hep tencerenin dibini sıyırırdım kaşıkla alamayacak hale gelince de parmaklarımla…
inşallah..çok sevgiler 🙂
Tarif okurken ağlamak da neyin nesi 🙂
Bayılıyorum size, ppuding tarifi ararken ağladığımdan değil tabi 🙂
Emek edip bir şeylerle baş edilebileceğini, zor şeylerin güzelleşebileceğini ara ara bana hatırlattığınız için…
Badeye ve size sıcacık sevgiler!
selamlar sevgiler 🙂
pirinç unu kullanabiliyor muyuz nişasta yerine ?
aynı işlevi görür ama tapyoka bağırsak duvarına zarar vermezken pirinç unu verir.