Bu hafta hayatın bana verdiği limonlarla limonlu bir tart yaptım. Güzel oldu, unutulmaz oldu.
“Okula gitmek istemiyorum.” dedi geçen hafta. Geçirdiği hastalık sebebiyle ağzı burnu uçuk dolmuş, kan şekeri dengesizleşmişti. Bir hafta yollamadım okula. O yüzden okula başladığında da biraz uyum sorunu yaşamaya başlamıştı. Çünkü o yaşlarda bir hafta okula gitmeyince çok şey kaçırırsınız, kısa sürede çok şey değişir. Arkadaş grupları değişir, en yakın arkadaşlar değişir, oyunlar değişir.
“Niye, arkadaşlarını özlemedin mi?” diye sordum.
“Bana kötü davranıyorlar.” oldu cevabı.
Başının çaresine bakabilen, kendini savunan ve lafını sakınmayan bir çocuk aslında. Dört kişilik, hepsi birbirinden cadı olan bir kızlar grubunun da değişmez üyesi. O yüzden ufak sürtüşmeleri beni normalde hiç şaşırtmaz. Bu sefer de kızlardan biri, Bade bir hafta okula gelmediği için dört kişilik “kankalar” grubundan çıkarmış onu, oyunlara almıyormuş.
“Sen de başka arkadaşlarla oyna kızım.” dedim. Zaten öyle yapıyormuş.
Birkaç gün sonra velilerden bir arkadaşım “Bade iyi mi?” diye sordu. “Tek başına oturmuş bir köşede ağlarken gördüm.”
“Uyum sorunu yaşıyor. Senin kız Bade’yi oyuna almıyormuş. ” dedim ve aynı anda gözlerimizi yuvarladık. Sürekli kavga etmelerine alışmıştık zaten ama ne yalan söyleyeyim, arkadaşımın sözlerinden sonra tuhaf bir tedirginlik de hissetmiştim.
Ertesi sabah balkonda oturduk birlikte. Güneşin yıkadığı balkon sıcacıktı, elimizde olmadan gülüp duruyorduk her şeye.
“Anneciğim, bir arkadaşım bana kötü davranıyor.” dedi yine.
“Ne diyor sana bakayım?” dedim gülerek. Ben senden daha güzelim diyor gibi bir yanıt duyup gülmeyi bekliyordum, ne yalan söyleyeyim.
Cevabın etkisiyle güneş bulutların arkasına gizlendi.
“Seni hiç kimse sevmiyor çünkü sen hastasın dedi.”
“…”
Çok üzüldüm, buna inanacak kadar küçük olmasına üzüldüm. Altı yaşındaki bir kızın bu tür laflar sarf edebilmesine üzüldüm. Tip 1 diyabeti iyileştirme gücüm olmadığı için üzüldüm. Kalbinin kırılmasına, günlerdir sessiz sessiz üzülmesine daha da çok üzüldüm.
Sonraki gün çantasından bir boyama kitabı çıkardı. Durumu okula bildirmiştim, arkadaşı da kitabı ertesi gün getirmiş, özür dilemiş. Sevinçle uçan bir kuşun kanadına taş atıp kırmak, sonra “kusura bakma kardeş, al sana kuş yemi “ demek gibi. Buz gibi içim. Drama atölyesiymiş, bale dersiymiş, yogaymış, kodlamaymış, kılmış, tüymüş. Çocuklarımıza verebileceğimiz en önemli eğitim, merhametmiş.
Gücümüz en azından buna yetermiş.
Bu arada çocuklar yine kaynaştı, uyum sorunu da ortadan kalktı. Çay demledim şimdi, limonlu tart yiyorum. Limonlu tartla hiç ilgisi olmayan ekşi bir tat var ağzımda.
Limonlu Tart
Hazırlık Süresi: 45 dk
İçindekiler:
Tabanı için
15 adet (150 gr) hurma
3 çorba kaşığı hindistancevizi unu*
1 çay kaşığı limon kabuğu tozu**
Kreması için
1 su bardağı (100 gr) ceviz içi
1 tatlı kaşığı limon kabuğu tozu
10 adet (100 gr) hurma
2 adet küçük boy – yerli – muz
Yapılışı:
1-Taban malzemelerini katı ve homojen bir hamur olana dek çekin, küçük tart kalıplarına bastırarak paylaştırın.
2-Krema malzemelerini homojen bir krema kıvamı alana dek çekin, tabanların üzerine bir kaşık yardımı ile paylaştırın.
3-Buzlukta 2 saat bekletin, üzerini limon dilimleri ile süsleyip servis edin.
Notlar:
Tariften 5 adet tart çıkıyor.
*Naturelka’nın yeni çıkan Hindistan cevizi ununu kullandım.
**yine Naturelka’nın limon kabuğu tozunu kullandım. Yerine taze limon kabuğu rendesi de kullanılabilir.
***Hurmalarınız sertse çekmeden evvel ılık suda 30 dk bekletiniz.
Comments (14)
Okurken icim parcalandi..Toplum olarak ne hale geldik biz boyle.Nasil boyle acimasiz yureksiz cocuklar yetistiriyoruz aklim almiyor. Guzel Badecimin dilerim bir daha boyle kalbi kırılmasın.Hep guzellikler bulsun Onu…Sevgiler
öncelikle merhaba,
içim bi garip oldu okuyunca, zaten blogunuzu tariflerden ziyade yazılarınız için okuyorum
aynı yaşta bir kız çocuğum var, çoğu zaman aynı durumları yaşıyor ve sanırım ben ondan çok üzülüyorum
dönem dönem de kendisine haksızlık mı yapıyorum acaba diye düşünüyorum, sürekli merhametli olmasını öğretmeye çalışarak
o kadar tercüman olmuş ki duygularıma, şu an yanımda olan herhangi birine anlatsam sizin kadar anlayamaz beni sanırım
sevgiler
Çok burkuldu içim. 30 yaşında bir Hashimotolu olarak Bade’nin bu yaşta böyle bir yükü omuzlamasına çok üzüldüm. Ama sizin gibi bir annesi olduğu için de çok çok sevindim. Yıllarca yaşadığı belirtileri kendi suçu olarak görmüş biri olarak çevresine duyarlı ve merhametli nesiller yetiştirmenin en çok ihtiyacımız olan şey olduğunu düşünüyorum. Bade’ye ve size İtalya’dan sevgiler…Güzel, güneşli günler…
Sıla hanım,
Tariften daha çok merhamet tarifiniz benim için çok daha önemli ve paylaşılmaya gerek oldu. Bir sürü saglık ile ilgili problemle uğraşırken birde çocuğumuzun , yaşıtlarından aldığı tarifsiz ve onarılamaz duygularını iyileştirmeye çalışmak varya işte en zoru bence bu kısmı. Çocukların acımazlığını, ailenin acımasızlığı ve aldığı terbiyeyi gösteriyor bence.
Sıla hanım,
Bade için çok üzüldüm okurken.Çocuklar maalesef büyüklerden de acımasızlar ve ben bunun bir toplum sorunu olduğunu düşünmekteyim.
aileleri de inanın ki aynıdır o çocukların,bir zamanlar kızıma da aynı şekilde davranmışlardı ve çok hırpalanmıştı,tekrar hatırlayarak üzüldüm.Keşke aslında onların ailelerini daha insancıl hale getirebilmek mümkün olsaydı.
duyarlı olmayan bireyler duyarlı çocuklar yetiştiremiyor, bu yüzden çok fazla keşke var maalesef
Sıla hanım merhaba. Bütün tariflerinizi denemeye çalışan ve sizi cok takdir eden biriyim.. sizin gibi fedakâr ve duyarlı anneler pek nadir maalesef ve cocuklar da çok acımasız. Benim güzel oglum da dogustan görme bozukluğu var ve üstüne de diş çürüklerinin sonucu ağzında dogru düzgün dişi yok. Parka gittik gecen gün dedesiyle bıraktım 5 dk su alıp geleyim diye. Geldigimde oglum hıçkırarak ağlıyordu babam da ona katılmış:(( eve zorla götürdük oğlumu HERKESTEN NEFRET EDIYORUM VE KENDİMDEN NEFRET EDIYORUM dedi 5 yaşında daha… Çocukların acımasız yorumları çocuğumu cok kırmış ve bunu orada duyan anneleri tek kelime etmemiş.. Tarifiniz de cok guzel oldu bu arada herzamanki gibi.. saygılar…
yazıklar olsun hepsine, çok üzgünüm. sevgilerimi gönderiyorum kuzunuza ve ailenize
Bizden de size kucak dolusu sevgiler… Bade”ye ve size hayat boyu mutluluk ve sağlık diliyorum.
Üzülmeyin Sıla Hanım Bade iyileşecek.Cok şanslı bir çocuk o, Çünkü karakteri güzel bir annesi var.Ama o çocuklarını hep maddiyatla besleyen sözde anneler var ya onlar hep o ahlak ile yaşayacakları için asıl acınacak durumda olan onlar.Allah onların evlatlarına da acı ve hastalık vermesin.Iyilikle ıslah etsin.Sevgilerimle
Aynı durumu tip1 diyabetli 10 yaşındaki yiğenim okul ortamında öyle çok yaşıyor ki ,anlattığında benim canım çok yanıyor küçük yürekler nasıl yanmasın. Bir çocuk nasıl böyle can yakmayı becerebilir diye çok sorguluyorum.. Çok haklısınız önce merhameti aşılamalıyız yavrularımıza.
Bade cok guclu bir kiz anladigim kadariyla ve iyi ki sizin gibi bir annesi var ?Cocuklar bazen fazla acimasiz olabiliyorlar ne yazik ki ama bizler umarim iyi bireyler yetistiririz..
Aklima daha ilkokuldayken bir sinif arkadasimin benle dalga gecmesi geldi. Hormon bozuklugundan cene altimda killanma vardi tabi diyorum ya daha cok kucuktum.Bir de tam blug cagindaydim sinif arkadasim olan erkek cocuk bana aa sen sakalli bir kizsin demisti ama sakal erkeklerde olur demisti o uzuntuyle ne yapacagimi sasirip senin de olursa anlarsin demistim,ne kadar kucuk oldugumu siz dusunun cevabimdan, Simdi 24 yasindayim ve coktan tedavimi oldum. Ne yazik ki bunlari soyleyenlerin sorunu tedavi ile de gecmez.
Tarifi ise en kisa zamanda deneyecegim.Enfes duruyorlar tatmak icin sabirsizlaniyorum ❤
Maalesef dil yarası ömür boyu geçmiyor, merhametli ve nazik çocuklar yetiştirmek bizim elimizde halbuki… Sevgilerimi gönderiyorum size
Ahh benim güzel kızım:( bizde geçenlerde aynı sorunları yaşadık ve maalesef kızım depresyona girdi, ne kadar acidirki çocuklarımıza durumu normalleştirmek için elimizden geleni yapsakta bir şekilde yarattığımız büyü bozuluyor:(