“Fosil kayıtlarına göre insan ve insansıların en az 5 milyon yıllık bir geçmişi var. Tarım devrimi ise insanlık tarihi için oldukça yeni sayılır. Yaklaşık 10 bin yıl önce Orta Anadolu ve Mezopotamya’da başlamış. Bazı coğrafi bölgelerde bu devrim daha geç gerçekleşmiş. Hatta halen çok az da olsa dünyada tarım devriminin olmadığı coğrafyalar var.
Tahıllar göçebe hayattan yerleşik hayata geçmemizi, yani medenileşmemizi sağlamışlar. Avcı-toplayıcı insan grupları sürekli besin aradıklarından göçebe yaşamak zorundalar. İşte ancak tahıl gibi aylarca saklanabilecek bir gıdanın olması ile yerleşik hayat başlamış. Ben ne kadar kötülersem kötüleyeyim, tahıllar bugün dünyanın vazgeçilmez bir beslenme kaynağı durumuna gelmiş. Bazılarına göre bu durum, kitlesel açlığın önüne geçebilmesi ve iş imkanları sağlaması nedeniyle kaçınılmaz ölçüde gerekli.
Fakat bu dönüşüm birçok şeye mal oldu. Serkan Yimsel dostumun dediği gibi 3 milyon yıldır daha çok et ve yaklaşık 200 bin çeşit sebze ve meyve ile beslenen bir toplumun, 10 bin yıl gibi evrim için kısa bir sürede tahılların baskın olduğu bir diyete geçmesi birçok kronik hastalığın gelişmesine neden oldu. Bir bilim adamı esprili bir yorumla şöyle ifade etmiş: “Günümüz insanı tahıllara ve tohumlara o kadar bağımlı bir hale gelmiştir ki kanaryalardan hiçbir farkı kalmamıştır.”
Son 100 yıl içinde tahılların rafine edilmesi ve rafine şekerlerin diyete katılması kanser, enfarktüs, kemik erimesi gibi onlarca kronik hastalığı salgın ölçüsünde artırdı. Ayrıca insan vücudu, sindirim sistemi, bir kanarya gibi tahıl tüketmeye elverişli bir yapıda değil. Çünkü kanaryalar milyonlarca yıldır tahıl tüketiyorlar ve genetik yapıları buna göre evrimleşmiş. Halbuki evrimde 10 bin yıl neredeyse hiçbir şey ifade etmez. Bu kısa süre içinde 30 bin genin ancak birkaç tanesi yeni duruma adapte olabilir. İnsan DNA’sının binde bir oranında değişebilmesi için 100 bin yıl kadar bir süre geçmesi gerektiğini söyleyen bilim adamlarına göre bugünün insanının, 50 bin yıl önceki insandan fizyolojik olarak pek bir farkı yok (…)” (Taş Devri Diyeti, Pr Dr. Ahmet Aydın, Hayy Kitap, 2009)
**
Bu arada ben hafta sonundan beri pek sessizim, sebebi de pul biber.
Eliminasyon diyeti yapmadan önce vücuduma dokunan şeylerden bihaber yaşıyormuşum… Pul biberi de geri tanıttım diye sevinip birazcık abartınca aslında hiç de geri tanıtamadığımı anlamış oldum. 2 gündür yatak döşek yatıyorum desem… Bir yandan karnımdan gelen garip sesler… Bir yandan ejderha misali boğazımı kavuran alevler. Ve yorgunluk…
Şimdi ise -birkaç hafta hiç bir geri tanıtım yapmadan- bağışıklık sistemimin sakinleşmesini beklemekten başka çare yok.
Alacağın olsun pul biber.
Keke gelirsek… ah ne kek ama! Biliyorum, övüyorum. Ancak bu kek övgüyü hak ediyor. Ayrıca şahitlerim de var… Hafta sonu yaptığım atölyede bu keki tattırdığım 15 kişi var. Unutmadan, karbonhidrat oranı diğer keklerime göre daha yüksek, o yüzden diyabetlilerin – illa yiyeceğiz diyorlarsa- dikkatli tüketmeleri şart. Zaten bu tür lezzetler özel günler, bazen de nefsimizi susturmak için olmalı.
Böğürtlenli Tahılsız & Rafine Şekersiz Kek
Hazırlık Süresi: 30 dk
Pişirme Süresi: 45 dk
İçindekiler:
4 adet yumurta ( 4 x 65 gr)
1 su bardağı hurma suyu* veya dilediğiniz bir başka sıvı tatlandırıcı
1 şişe maden suyu (200 ml)
1/2 su bardağı) katı hindistancevizi yağı**
Yaklaşık 1 su bardağı (100 gr) kestane unu***
2/3 su bardağı (78 gr) Hindistan cevizi unu****
½ çay kaşığı karbonat
1 çorba kaşığı ev yapımı üzüm/elma sirkesi
1 su bardağı böğürtlen*****
Yapılışı:
1-Fırını 180 C ye ayarlayın.
2-Yumurtaları hindistancevizi yağı, maden suyu, sirke ve hurma suyu ile birlikte köpük köpük olana dek çırpın.
3-Kestane unu, elenmiş hindistancevizi unu, karbonatı sıvı karışıma ekleyin. Homojen olana dek karıştırın. Böğürtlenleri hamura ekleyip tekrar karıştırın.
5-Kek kalıbını (kare) zeytinyağı veya hindistancevizi yağı ile yağlayın veya pişirme kağıdı ile kaplayın. Hamuru kalıba dökün.
6-Yaklaşık 40-45 dk pişirin, bir kürdanla pişip pişmediğini kontrol edin. Soğuduktan sonra servis edebilirsiniz.
Notlar:
*Hurmatat hurma suyu
**Güzel Gıda Hindistan cevizi yağı
***Naturelka Kestane Unu
****Güzel Gıda Hindistancevizi Unu
*****Yazın topladığım ve buzlukta sakladığım yabani böğürtlen, yerine dilediğiniz meyveyi kullanabilirsiniz.
Comments (4)
Merhabalar,
kitabınızı aldım. Müptelası oldum. Neredeyse yarısını yaptım. Herkese aldırdım. Ketojenik beslenmeye çalışıyorum mümkün olduğunca. Karbonhidrat oranı keto diyeti sarsacak kadar mı?bir de dondurulmuş böğürtlen kullanabiliyor muyuz. Sevgiler. Elleriniz dert görmesin.
merhaba çok naziksiniz 🙂 günde ne kadar kh aldığınızı bilmiyorum ama evet sarsacak kadar, kısacası yiyecekseniz de çok küçük bir parça yemeniz gerekir. Donuk böğürtlen kullanabilirsiniz. sevgiler
Merhaba
Kestane unu ve hindistan cevizi yağı yerine bir başka alternatif mümkün mü acaba? Teşekkür ederim
karabugday unu & tereyagı