Anksiyete içimde bir damar gibi atarken uyursam, tüm gece gerçekçi ve tedirgin edici rüyalar görüyorum. Önce saat üçte, sonra saat beş buçukta çalan iki alarma da müteşekkirim.
Category / Yumurtasız
Saat neredeyse dört olmuş. Ne sabah çayımı içtim, ne ağzıma bir lokma koydum ne de oturup tek kelime yazı yazdım. Uykuya, iliklerime dek dinlenmeye açım. Bedenim değil, aklım yorgun.
Bugün böyle bir gün.
15 Şubat’ta okullar açılacakmış. Senaryo çok bariz. İki üç hafta çocuklar okula gidecek ve o arada vaka sayıları artacak: sonra tekrar bu iç bunaltıcı izolasyon sürecine geri döneceğiz.
Beşinci sınıfın yazıydı yanılmıyorsam. Günlerimi oradan oraya bisiklet sürerek, paten kayarak, yapraklarla oyuncak yemekler pişirerek ve bulduğum tüm Buzzy dondurmaları yutarak geçiriyordum. Müthiş bir özgürlük.
2020 tarihe geçecek bir yıl.
Hepimizin evde kaldığı – ya da kalamadığı- yıl.
Önümüzdeki yıl için yeni yıl kararları alıyor insanlar. Her şey bir anda normale dönecekmiş gibi. Saat 00.
Evlendikten sonra özel sektörde çalıştığım dönemlerde berbat bir döngünün içindeydim.