Geçen gün, hastalığı sebebiyle glutensiz beslenmesi gereken ancak bunu çok zor bulan bir bayanla sohbetimiz sırasında fark ettim. Türk kahvaltısı genellikle ekmek, peynir, tereyağı, reçel, bal, zeytin, çay, salatalık, yumurta ve domatesten ibaret. Buna milletçe o kadar alışmışız ki başka tür bir beslenmeyi aklımıza getirmiyoruz! Bir kere değişmeye başladık mı aklımızda onlarca fikir uçuşmaya başlıyor ve gerisi geliyor.
Hem zaten ekmek yemeyi kesen herkesin dediği gibi zaten bir süre sonra:
“Ay, ben hiç ekmek aramıyorum.”
Genellikle tatlı, kek vs paylaştığım için benim evde pişirdiklerim çok merak ediliyor. Hele süt ürünlerini kesmek zorunda kaldıktan sonra evde yediklerim iyice sıkıcı olmuştur diye düşünenler vardır diye tahmin ediyorum. Ama yanılıyorlar tabii. Böyle düşünenlerin aksine, ben oldukça sağlıklı ve renkli beslendiğimi düşünüyorum. Çoğu kişiye garip gelebilecek kahvaltı alışkanlıklarımdan ise bu yazımda bahsetmek istiyorum.
Kahvaltı. Şu hayatta en sevdiğim öğün. Haşimoto tiroidi sebebiyle kalkar kalkmaz ilk işim ilacımı içmek ve 1 saat sonra yemem gereken kahvaltıyı hazırlamak. Süt ürünlerini kestiğimden beri en sevdiğim şey olan peynirden doğal olarak vazgeçmek zorunda kaldım. Fark ettim ki beni ekmek türevi şeyleri yemeye iten de zaten peynir aşkımmış. Ekmek arası peynir, tost, ekmek üzerine sürülen peynir, sütlü peynir turşusu gibi alışkanlıklardan vazgeçince dikkatimi diğer alternatiflere vermek durumunda kaldım.
Kahvaltılarda gözdem yumurta. En sevdiğim hali omlet hali: kıymalı, otlu, patatesli en çok yaptıklarım. Haşlanmış kayısı yumurta ise ikinci sırada: hem de bol karabiber ve zerdeçallı.
Yumurta canım istemezse yerine bir önceki günden falan kalan soğuk köfte, ciğer, haşlanmış dil gibi şeyler yiyor ve bayılıyorum. Sabah sabah ciğer, dil mi yenir diye düşünüyor olabilirsiniz. Vallahi billahi bayılıyorum, ne yapayım. Hem de bol kekikli.
Yanında ise bol zeytin, salatalık, avokado ve fermente sebze yemeye bayılıyorum. Fermente sebze derken : beyaz lahana ve pancar tabii ki, ikisini de çok seviyorum. Kahvaltının sonunda da mutlaka 2 adet hurma yiyorum.
Bazı günler de krep, unsuz ekmek ve hatta unsuz şekersiz kek vs gibi tariflerime de kahvaltıda yer veriyorum. Böyle günler haftada bir, on günde bir falan oluyor.
Gördüğünüz gibi ekmek, peynir olmadan fevkalade şekilde doyuluyor. Hem de öyle doyuluyor ki acıkmamız öğleden sonra 15.00’i falan buluyor.
Ben genellikle iki öğün yiyorum, diğer öğünümü de başka bir yazıya bırakayım artık. Görüşmek üzere!
Dondurmalı Tartölet
Hazırlık Süresi: 30 dk
Servis: 4 adet tartölet
İçindekiler:
Tabanı için
6 adet hurma (55-60 gr)
6 çorba kaşığı (30 gr) badem unu
4 çorba kaşığı (20 gr) hindistancevizi unu
1 çorba kaşığı sıvı hindistancevizi yağı
1 çorba kaşığı su
Kreması için
1 su bardağı hindistancevizi kreması*
1 adet orta boy muz
2 çorba kaşığı hurma suyu
1 çay kaşığı vanilya özütü
Yapılışı:
1-Hurmaları 15 dk sıcak suda bekletin, çekirdeklerini çıkartın.
2-Tüm diğer taban malzemeleri ile birlikte homojen olana dek çekin.
3-Oluşan taban hamurunu küçük yuvarlak silikon kek kalıplarına bastırarak yayın. Önceden ısıtılmış 150 C fırında 15 dk altın rengi alana dek pişirin. Fırından alıp soğutun.
4-Krema malzemelerini pürüzsüz olana dek çekin. Tabanların üzerine paylaştırıp buzlukta en az 4 saat bekletin.
5-Servis etmeden önce 10 dk oda ısısında bekletin. Taze vişne ile servis edilmesi önerilir.
Notlar:
*Ben bu tarifi hazır ama katkısız hindistancevizi kreması ile yaptım. Metro marketten almıştım, markasını şu an hatırlayamadım. Hindistancevizi kreması tarifini Temel Tarifler bölümünde bulabilirsiniz.