Ünlü kadın yazarların mutfak alışkanlıkları ile ilgili makaleyi hazırlarken keşfettiğim ilginç bir şey var. Ev ve işi dengelemek konusunda sıkıntı mı yaşıyorsunuz? Onlar da yaşamış. Ursula K.Leguin ev işi ve kariyeri arasındaki dengeyi bulup düzenini oturtanlardan biri mesela. Ev işlerini kocası ile birlikte yapıyorlarmış. Mutlu bir evliliği olduğu biliniyor. Sylvia Plath ise maalesef bu desteği hiç görememiş. Kocası Ted Hughes’in berbat bir eş olduğu ve evliliğin yürümediği biliniyor. Sylvia’nın nasıl öldüğünden hiç bahsetmeyeyim.

Üzgünüm. Evin, çocuğun ve işin sorumluluklarını dengelemek konusunda eş, en önemli etken. Şahsen siz evden işe, işten eve kendinizi paralarken parmağını bile oynatmaya yanaşmayan bir eş hayat arkadaşı değildir. Arkadaşlar böyle yapmaz. O,  arkadaş değil, olsa olsa zalim bir ömür törpüsüdür. Bir evi, bir yatağı paylaşmaktan çok öte bir şeydir evlilik. Eğer eşiniz ev işine hiç alışık değilse ve bir şehzade olduğuna inanarak büyütülmüşse ona öz bakım becerilerini azar azar, ürkütmeden öğretmeye başlayabilirsiniz. Güvercininiz modern bir bakış açısına sahip değilse ya da Amerika veya Avrupa’da büyümemişse ürkek olma ihtimali yüksek. Kibarca çöpü çıkarmasını rica edin ondan. Erkek şeflerin ne kadar başarılı olduğundan bahsederek birlikte salata yapmayı önerin. Sonra da ömrünüzde yediğiniz en iyi salata olduğunu söyleyin. Pazar kahvaltısında yaptığı omleti toplum içinde övün ve öğrendiği her beceri sonrası Candy Crush’taki en zor bölümü atlamış gibi sevinerek onu sevgiye boğun. Sakarlıklarını da görmezden gelin. Cesaretini kaybetmesin.

Ajandalar tutabilir, her yere yetişmeye, her işinizi pratik bir hale getirmeye çalışıyor olabilirsiniz. Zaman yönetimi derslerine mi katılmayı planlıyorsunuz? Oradan on dakika kazanayım, şuradan beş dakika kazanayım diye hesaplar var mı? Durun ve sakin olun. Her şeye yetişmeye çalışmanın motoru nasıl zorladığının farkında mısınız? Siz robot değilsiniz. Şimdi o bir yanında tableti, bir yanında titizlikle dilimlenmiş meyve tabağı ile keyfine bakan ufaklığa söyleyin yatağını ve oyuncaklarını kendi toplasın. Meyveyi de dilimlemeyin bir zahmet. Isıra ısıra yesin. Mandalinanın kabuğunu kendi soysun. Öz bakım becerisi kazansın. Güvercininizin ana babası gibi olmayın, siz şehzade büyütmüyorsunuz.

Tek başınıza çabalayıp durmak kısa vadede iyi sonuçlar verse de uzun vadede sizi tüketecek ve huzurunuzu bozacaktır. Temizlik konusunda ücretli destek almak pandemi sebebiyle mümkün olmuyor olabilir. Ailenizle oturup ciddi ciddi konuşun. Evde adaleti sağlayın. Başka çaresi yok bu işin.

Bu arada web sitemdeki yorumlara cevap vermemi engelleyen bir tür teknik sıkıntı ile karşı karşıya olduğumu belirteyim. Mesajlarınıza bu yüzden cevap yazamıyorum

Ispanaklı Börek

Servis: 8 dilim ( 1 dilim = 8 gr karbonhidrat içerir)

İçindekiler:

500 gram ıspanak

1 adet kuru soğan

3 yumurta

1 şişe (200ml) maden suyu

1 su bardağı (100gr) karabuğday unu-mercimek unu karışımı*

1/4 su bardağı zeytinyağı

1 çay kaşığı pul biber

1 tatlı kaşığı tuz

2 çorba kaşığı besin mayası –isteğe bağlı

Üzeri için

Çörekotu

!!! NOT:

*Yerine yulaf, mısır, kinoa, nohut unları veya karışımlarını kullanabilirsiniz. Kabartma tozu kullanmadım, dilerseniz kullanabilirsiniz. Süt ürünü tüketebiliyorsanız karışıma sevdiğiniz bir tür peyniri ekleyebilir/ fırından almadan 10 dakika evvel üzerine rendeleyebilirsiniz.

Yapılışı:

1.Ispanakları yıkayıp süzün. Soğanı yemeklik doğrayın ve ıspanakla birlikte yumuşayana dek soteleyin. Dilerseniz bu adımı atlayabilir, sebzeleri çiğden de kullanabilirsiniz. Ben bozulmasın diye önceden kavurduğum ıspanağı kullandım. İki yöntem de uygundur.

2. Derin bir kapta yumurtaları sıvı yağı, maden suyunu, tuzu çırpın. Unu, besin mayasını ve baharatları ekleyin, homojen olana dek çırpın.

3. Karışımı ıspanak ile harmanlayın.

4. Yağlanmış fırın kabına dökün. Ben 28cm dikdörtgen fırın kalıbı kullandım. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırına verin. Üzeri kızarıncaya dek yaklaşık 35-40 dk pişirin. Ilık servis edin.