Küçücük bir çocuktum. Her kar yağdığında annem daire şeklindeki o tepside börek açardı. Bazen de mantı, çiğ börek yapar veya hamur kızartırdı. Aynı huy bana da geçmiş olacak ki havanın camlardan içeri nüfuz edecek kadar soğuduğunu hissettiğim an içimden hamurlu bir şeyler pişirmek geçiyor. Doyurmak, ısıtmak, beslemek, soğuktan korumak. İçgüdü. Bir tepki. Tarçının ve pişen hamurun eve yayılan kokusu. Yanına buharı tüten kahve veya çay. Yün patikleri, sahlep içmeyi, çıtır çıtır odun ateşini , kestane közlemeyi çağrıştıran sıcak bir his.

Yine de kar taneleri yumuşacık patlamış mısır taneleri gibi gökten dökülürken içime saplanan o buz gibi bıçağı hissetmeden edemiyorum. Atamıyorum onu içimden. Çünkü, o içimde olmasa da, ondan kalan bıçağın yarası orada duruyor.

İki yıl oluyor, dokuz gün sonra. Yine böyle karlı bir günde, yanımda Bade, içimde uyuyan minik bir filiz ile evimizde yalnızız. Eşim iş seyahati için dünyanın öbür ucunda. Cassava unundan pizza pişiriyorum. Yer, gök bembeyaz. Neşem yok ama. Kasıklarımda bir ağırlık var, tedirginim.

Gece çöküyor.

Önce ılık ılık akıyor kan. Sonra hızla beynime yürüyor, lav gibi sıcak. O karda taksi bulmaya çabalayışım… Bir de Bade’nin bembeyaz yüzü. Kar gibi. Buzdan bir bıçak gibi. Ruhuma işleyen bir tipi.

Kar, ölüm. Kar, mahsur kalmak. Kar onu yitirdiğim günün üstünü örten çelikten bir el. Derin bir iç çekiyorum.

Acı tamamen iyileşmez. Zaman bir yara bandıdır sadece. Elini çektiğin an, yine başlar kanama. Böylesindir, sebebi yok. Onu geriye, uzağa, dibe iter ve itersin ve iyileştiğini zannedersin.

Kızarmış hamurun kokusu bastırıyor kan kokusunu. Kar kokusunu. Yumuşacık görünüyor ama hayır, görünüşe aldanmam artık. Kar, ellerime aldığım an katılaşan soğuk bir kundak sadece. Yakıyor üşütürken.

Hamuru yoğuruyorum. Sonra içini hazırlıyorum. Kakao, ceviz, kuru üzüm.  Kalbimin en buzlu yerinde duruyor hiç göremeyeceğim gizemli yüzün. Boğazım düğüm. Kar yağıyor.

Ben, ay çöreği pişiriyorum.

Glutensiz & Rafine Şekersiz Ay Çöreği

Servis : 4 adet

*1 adet ay çöreği yaklaşık 55 gr karbonhidrat içerir

İçindekiler:

Hamuru için

1 yumurta

1,5 su bardağı  (150 gr) yulaf unu

2 çorba kaşığı (20 gr) hindistancevizi unu

50 gr (50 ml- ¼ su bardağı) eritilmiş hindistancevizi yağı (sütsüz olması için), sadeyağ veya tereyağı

50 ml (1/4 su bardağı) bitkisel süt veya süt

2 yemek kaşığı hurma suyu/bal/elma suyu konsantresi

1 çorba kaşığı (10 gr) psyllium – karnıyarık otu tohumu tozu

½ çay kaşığı karbonat

1 tatlı kaşığı limon suyu

1 çay kaşığı mahlep veya 1 kuru üzüm büyüklüğünde damla sakızı (isteğe bağlı)

İç malzemesi

100 gr kuru üzüm

100 gr dövülmüş ceviz

1 çay kaşığı portakal kabuğu rendesi

1 çay kaşığı tarçın

1 çorba kaşığı kakao

4 çorba kaşığı su veya bitkisel süt/süt

Üzeri için

1 yumurta sarısı

Kıyılmış fındık

Yapılışı:

1.Sıvı malzemeleri çukur bir kapta çırpın ve homojen hale getirin. Katı malzemeleri ayrı bir kapta karıştırın. Sıvı ve katıları birbirine ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin. Bir kenara ayırın.

2.İç malzemelerini mutfak robotunda macun kıvamına gelene dek çekin. Süt veya suyu bütünleşmesine yardımcı olmak için azar azar ekleyin.

3.Hamuru dört parçaya ayırın ve unlu zeminde, uzunlamasına açın. Ortasına iç harcından yerleştirin. Kenar kısımları ortaya doğru kapatıp ince bir rulo elde edin. Kenarları kıvırıp ay şekli verin.

4.Üzerlerine yumurta sarısını sürün. Fındık serpin. 160 dereceye ayarladığınız önceden ısıtılmış fırına verin ve tam 30 dakika pişirin.