Sonunda yaz bitti ve pazarda karşılaşmak için sabırsızlandığım balkabağının, kestane ve Trabzon hurmasının, tatlı patatesin çıkacağı o güzelim aylara geldik. Balkabağını özellikle çok sevdiğim ve onunla bir sürü şey yapmayı planladığım için oldukça sabırsızlanıyorum.
Bu arada kış hazırlıkları tam gaz devam ediyor. Turşu yapmayı bir türlü beceremediğim ve tüm turşularım yumuşak ve tatsız olduğu için bu konuda ailenin diğer kadınlarına (başta eşimin annesi) sırtımı dayamış durumdayım. Kışlık domates konusunda da aynı durumdaydım ama neyse ki bu yıl akıl edip birkaç kavanoz domates sosu yapmayı becerdim.
Bade’ye gelirsek, tüm kışlıkları maalesef küçülmüş. Ona yeni okulu şerefine yeni bir kıyafet dolabı hazırlamalıyım. Bir yandan da hastaneye gidip Tip1 Diyabet raporunu yeniletmeli, kışlık insülin ve strip depolarını doldurmalı. Kırtasiye işine şu an hiç el atmıyorum, çünkü okulun ne isteyeceği henüz belli değil.
Avusturya’dan sipariş ettiğimiz kan şekeri ölçüm cihazı, yani Freestyle Libre’lerimiz de hala ulaşmadı iyi mi. Bir ay oldu postaya verileli. Endişelenmeye başlasam mı ne. Halbuki ne rahat etmiştik Libre ile… minik delik parmaklardan kurtulmuştuk. Off…yapacak ne çok şey var.
Bana gelirsek,
Üç haftadır hiç tahıl tüketmiyorum. Gluten içeren her şeyden uzak duruyorum ve kendimi gerçekten çok daha iyi hissediyorum. 10 gün sonra doktor randevum var. Bakalım ne gelişmeler olacak ? Bu arada kendimi çok daha iyi hissediyorum diyorum ama çarpıntı gibi moral bozucu bir problemim var: üç haftada üç defa yaşadığım biraz korkutucu bir problem.
Tamamen tahılsız beslenmenin çok zor olacağını sanmıştım ama hiçbir şey korktuğum gibi olmadı. Öncelikle belirteyim, günde iki öğün besleniyorum. Sabah kahvaltısında genellikle tatlı patatesli omlet, kefirden meyveli chia puding veya kendi uydurduğum avokado-peynir-zerdeçal-zeytin-salatalıkla yaptığım salatayı tüketiyorum. Akşama doğru ise kemik suyu, et/köfte – pancar/havuç salatası veya kinoa tüketiyorum. Bu aralar yeni bir de favorim var: ekmek arası yerine marul yaprakları arasında cheeseburger yapmak. Hem çok leziz hem de çok doyurucu oluyor.
Bu tür beslenmenin en güzel yanı Bade için de çok uygun olması. Tek sorun eşimin tahıl bağımlısı olması oluyor. Geçen gün ona nohut ve pilav hazırlarken nasıl canım çekti anlatamam. Ancak kaçamak yapmak için henüz çok erken: en azından TSH değerimin normale dönmesini beklemem gerekiyor.
Tarife gelelim. Bade’ciğim tam bir fıstık ezmesi delisi. Bu atıştırmalığı ona oldukça sık yaptığımı söyleyebilirim. İçindeki fıstık ezmesini -bir ilk oluyor- kendim yapmadığımı söylemek istiyorum. Bella Nut’ın hediyesi olan katkısız fıstık ezmesini kullandım. İçinde ne var diye soracak olursanız, fıstık dışında başka hiç bir şey yok. Arz-talep meselesi bu işler… Bizler ancak daha sağlıklı olanı talep ettikçe, sağlığımızı tehdit eden ürünleri tüketmeyi reddettikçe bir yerlere gelebileceğiz.
Muzlu Beyaz Çikolatalar
Hazırlık Süresi: 15 dk
Servis: 25 adet
İçindekiler:
1 orta boy muz
160 gr Bella Nut Fıstık Ezmesi *- ¾ su bardağı
60 gr Hindistan cevizi yağı veya tereyağı**
2 çorba kaşığı bal veya akçaağaç şurubu
1 su bardağı = 200 ml
Yapılışı:
1-Muzları ezin. Hindistan cevizi yağını eritin.
2-Tüm malzemeleri mutfak robotunuzda pürüzsüz olana dek çekin.
3-Silikon kalıplara*** yerleştirip 1 saat buzlukta bekletin. Servis edebilirsiniz.
Notlar:
*Fıstık alerjisi olanlar yerine Hindistan cevizi kreması kullanabilirler
**Daha çikolatamsı bir tat için 50 gr Hindistan cevizi yağı + 10 gr kakao yağı kullanılabilir
***Kalıpları internetten aldım.
Comments (4)
mutlaka denicem çok güzel ve lezzetli görünüyor ellerinize sağlık…
çok teşekkür ederim 🙂
Tarifleriniz gerçekten tam aradığım şeyler, bayıldım. Ellerinize sağlık… hindistan cevizi yağı, fındık yapı gibi yağları aktardan almak içime sinmiyor da kullandığınız marka nedir acaba? Teşekkürler
merhaba teşekkür ederim. ben genellikle köyden tereyağı getirtiyorum veya kendim yapıyorum. hindistan cevizi yağını guzel gıda dan temin edebilirsiniz