Ön ergenlik zor.
Tip 1 diyabeti hikayelerle anlatmak, oyuncak ayıların göbeğine insülin yaparak diyabetçilik oyunu oynamak bizim için çok gerilerde kaldı. Her şey daha gerçek artık.
Okul çağındaki bir tip 1 diyabetli için okulda diyabet yönetiminin en zor yönlerinden biri teneffüslere geç katılmak zorunda kalmaları. Düşünün, herkes voleybol, futbol, yakalamaç vs. oynarken tüm iradesini kullanıp kan şekerini ölçmeye öncelik vermesini bekliyoruz onlardan– ki tip 1 diyabetli çocuklardaki iradenin yaşıtlarından çok daha kuvvetli olduğunu eklemem gerekir. Ön ergen olunca işin içine isyanlar, sert tepkiler ve ihmal girebiliyor.
Çünkü kan şekerleri de, duygusal durumları da ön ergenlikte tepetaklak oluyor. Çünkü ön ergenlikte çocuklara tuhaf şeyler oluyor. Çünkü bedenlerindeki hormonlar kan şekerlerini tavana fırlatıyor, bir anda sizi tersleyen, alıngan ve unutkan canlılar haline geliyorlar. Hemşireye uğramayı unutuyorlar, insülin yapmayı unutuyorlar, ek doz girmeyi unutuyorlar. Unutuyorlar da unutuyorlar.
Anlayışla karşılamak lazım. Ne çocuklar artık, ne de yetişkin. İki arada bir deredeler. Değişim kolay değil. İletişim kolay değil. Kim olduğunu çözmeye çalışırken düzeni ve disiplini seven bir rahatsızlıkla yaşamak hiç kolay değil.
Geçtiğimiz yıla dair en çok hafızamda kalan anı Bade’nin Sultanahmet’e yapılan okul gezisinde otobüste insülinini unutması. Otobüsün de alıp başını Sirkeci’ye gitmesi. Neyse ki bu tür gezilerde belirli bir mesafede durup bekleme alışkanlığımız var.
Babam’ın Sirkeci’ye koşa koşa gitmesi, şöförden insülini alması ve Bade’ye teslim etmemiz şimdi komik geliyor ama önlem almasak oldukça zor bir durumda kalabilirdik. Galiba işin sırrı bu: Güvenli bir mesafeden gözlemlemek ve diyabetini biraz da kendinin yönetmesine izin vermek.
Bir diğer konu da abur cubur konusu. Bazı diyabetli çocuklar ergenliğe geçiş döneminde yeme bozukluğu geliştirebiliyorlar. Kendini aç bırakmaktan tıka basa yemeye ve gizli yemeye varıncaya dek bin çeşit sorun yaşayabiliyorlar. Bu dönemde terapi seçeneğini göz ardı etmemek gerek. Hatta terapi desteği bunlar olmasa da alınmalı.
Kendi tecrübemden yola çıkarak söyleyebilirim ki yasaklar her zaman caziptir. Yasaklanan şey her neyse ona kafayı takma ihtimali ergenler söz konusu olduğunda hayli yüksek. Bu yüzden tepkilerimde ölçülü olmak, tartışmak yerine karşılıklı duygularımızı ifade etmeyi seçmek bizde her zaman en etkili yöntem olmuştur. Ben bazen kontrolümü kaybetmiyor muyum peki? Ediyorum. Ama günün sonunda sadece kızımla iyi anlaşmak istiyorum ve bunu ona hissettirmek bile bazen yeterli olabiliyor.
Ön ergenlik bile bu kadar zorsa ergenliği düşünemiyorum – yine de, tişörtte yazılan yazı doğru bence: Tip 1 Diyabetin yanında bir kullanma kılavuzu verilmiyor ama yanında verilen şey, asla vazgeçmeyen bir anne.
Yazılara devam edeceğim, en kısa zamanda görüşmek üzere !
Comments (1)
Paylaştığınız için teşekkürler. Sevgiler.